Venedik dünyanın en ilginç şehirlerinden biri. İtalya’nın en turistik şehirlerinden olan bu şehir bir lagünde bulunuyor. Tarihi boyunca şekil değiştirse de Venedik romantik havasından hiçbir şey kaybetmemiştir. İlk bakışta küçük bir yer gibi görünmese de Venedik farklı belediyelerden oluşan büyük bir kenttir. Bu yerleşimlerden en ünlüsü 118 adadan oluşan Sestieri bölgesidir.

Su üstünde yüzer gibi görünen bu şehir kanallarıgondolları ve romantik turları ile dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. Venedik’te araç trafiği yoktur. Her türlü ulaşım kanallar yoluyla sağlanır. Şehri özel kılan belki de en temel unsur budur. Venedik ayrıca bir sanat ve kültür şehridir. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda meydana getirilen eserler Venedik’i Venedik yapmıştır. Özellikle Rönesans dönemi etkileri şehrin hemen her noktasında görülür. Venedik ziyaretçilerine birçok Avrupa kentinden farklı bir ortam sunan bir İtalyan şehridir.

Venedik Tarihi: Venedik tarihi yüzyıllar boyunca birçok şeyden etkilenen bir tarih sürecini yansıtır. “Venedik” denince akla gelen birçok isim vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Adriyatik Kraliçesi, La Dominante, Su Şehri, Maskeler Şehri, Köprüler Şehri, Yüzen Şehir, Kanallar Şehri. “Venedik” adının ise MÖ 10. yüzyıldan geldiği düşünülmektedir. Venedik’te ilk insan yerleşiminin MÖ 5. – 6. yüzyıla kadar geriye gitmektedir. Roma İmparatorluğu’nun yıkılması döneminde barbar akınlarının Venedik tarihindeki dönüm noktalarından olduğu düşünülmektedir.

Venedik tarihinde şehir hayatının Bizans döneminde başladığı düşünülmektedir. Seyyahların seyahat ederken buraya uğradığı ve lagün üzerinde küçük koloniler oluşturduğuna inanılmaktadır. Zaman içerisinde bu koloniler büyümüş ve bir bütün olarak şehri oluşturmuştur. Avrupa’da yeni ticaret yollarının açılmasının ardından şehir stratejik bir önem kazanmış ve zaman içerisinde gelişimine devam etmiştir. Şehrin tanınması ise ipek ve el işi işlemeciliği ürünlerin ticaretinin yapılıp yaygınlaşmasının ardından gerçekleşmiştir. Ticaret nedeniyle 1400 lü yıllarda Venedik, Avrupa’nın en zengin kenti haline gelmiştir. Bahsedilen bu parlak dönemde Venedik’e 3000 kadar gemi yanaşmakta ve şehirde birçok devasa ve etkileyici yapı inşa edilmekteydi. Bu dönemin etkileri şehirde hala görülebilmektedir.

18. yüzyılda Napolyon Bonapart’ın Venedik’i fethetmesi ile yeni bir dönem başlamıştır. Kısa bir süre sonra şehir Avusturya’ya devredilmiştir. Bu dönemde kabul görmeyen bir imparatorluk dönemi yaşanmıştır. 1866 yılında İtalya’ya katılış ile daha stabil bir dönem başlamıştır ve bu durum günümüzde de korunmaktadır.

Şehir tarihinin büyük bir kısmında kendi özerkliğini yaşayan bir yerdi. Deniz kenarında olmasının bunda etkili olduğu düşünülmektedir. Uzunca bir süre bu şekilde hüküm sürse de bir süre sonra İtalya ile birleşmiş ve onun bir parçası olmuştur.

Venedik’te gezip görmeniz gereken çoğu önemli yer lagün üzerinde ve çevre adalara yayılmış şekilde bulunmaktadır. Şehrin turistik merkezi ise San Marco Meydanı‘dır. Meydan çevresinde ise en ünlü yapıların bazıları yer almaktadır. Büyük KanalSan Marco MeydanıSan Marco BazilikasıRialto KöprüsüDükler SarayıAccademiaFrari Santa Maria Gloriosa BazilikasıCa’ d’ORoCa’ Rezzonico ve Aziz Mark’ın Çan Kulesi şehirde gezip görmeniz gereken başlıca yerler arasında yer alıyor.

Venedik’in kilise kuleleri eskiden saatleri belirtmenin ve inananları dine çağırmanın yanı sıra gemiler için deniz feneri olarak da çalışıyormuş. Örneğin, St. Mark’ın çan kulesi, yansıtıcı kağıtlarla kaplıymış ve fenerler haricinde kuleler de yangınları kontrol etmek için kullanılmış. Kulelerin üstünde “guardie del fogo” yangın muhafızları varmış. Ayrıca bir çok kilise kulesi çap durur çünkü arazi temelleri çok sert bir yapıya sahip değildir.

Aziz Mark Çan Kulesi (Le Campane Di San Marco)

The Campanile of San Marco ( Aziz Mark Çan Kulesi), 98.6 metre yüksekliktedir. Zirvesinde ise altın bir melek duruyor ve kanatları rüzgar hangi yönden esiyorsa o tarafa dönüyor. Çan kulesi 14 Temmuz 1902’de kendi kendine çökmüş. Neyse ki hiç bir zarara ve kayba neden olmamış. 10 yıldan kısa bir süre sonra yeniden inşa edilmiş ve St. Mark’ın ( Venedik’in koruyucu azizi) anma günü olan 25 Nisan 1912’de açılmış.

Venedik’in eşsiz manzaralarını izleyebileceğiniz çan kulelerine asansörle çıkabilirsiniz. San Marco’nun çan kulesi içerisinde beş tane çan bulunuyor: “Maleficio” Piazzetta’da ölüm cezalarını ilan ediyormuş;  ‘’Marangona” Arsenale’de bulunan marangozların çalışmalarının başlangıcını ve bitişini belirtiyormuş; ‘’Mezzana” ise öğle vaktinin habercisi; “Pregadi” Senatörlere Ducal Sarayı’ndaki toplantı vakitlerinin geldiğini bildiriyormuş; “Trottera” Venedik asillerini atlarıyla bir geziye davet ediyormuş, böylelikle Palazzo Ducale’deki toplantılarına da geç kalmıyorlarmış.

Campanile di San Marco’nun yıkılmasıyla yıkılmayan tek çan en büyükleri olan “Marangona” imiş.

Cıao Kelimesi

CIAO kelimesi Venedik kökenlidir.

Antik çağlarda insanlar, Venedik’te birbirlerini “s-ciavo vostro”, “hizmetçileriniz, emirlerinizde kölenizdir” şeklinde selamlamak için kullanmışlar. Daha sonraları zaman geçtikçe selamlama şekli önce “s-ciao” ve daha sonra da “ciao” haline gelmiş. Aslında, “schiavo” (köle) sözcüğü oldukça olağandışı bir kökene sahiptir: onuncu yüzyıla kadar Latince “sclaveni” ve daha sonra ortaçağdaki “Sclavi” kelimeleri, Slav halkını belirtmek için kullanılıyordu.

Venedik Kanallarındaki Sular

Neden Venedik’in kanallarındaki su her zaman berrak ve parlak görünür, hiç merak ettiniz mi? Bunun sebebi Kuzey Adriyatik’ten akan çok sayıda nehrin sularıyla beslenmesiymiş. Üstelik tabanının kumlu olması, suyu mat ve kirli gibi göstermesine rağmen bu görüntüye engel olamıyor 🙂

Venedik Evleri

Venedik’de evler ahşap kalaslar üzerine inşa edilmiştir, bunu bir çoğumuz biliyoruz. Ahşap suyun içerisinde çürümek yerine daha da sertleşir ve sağlamlaşırmış. Ayrıca denizin dibindeki kumu da geçerek iyice balçığa ve derinlere saplanması zemini daha da sağlamlaştırmış. Ayrıca eskiden Venedik evleri betondan ve tuğladan değilmiş. Orjinal sakinleri, günlerini teknelerinde bir araziden diğerine geçerek geçirirlermiş. Pellestrina ve Chioggia’dan geçen kanaldan geçerken göreceklerinize benzeyen ahşap evlerde yaşayan balıkçılarmış.

Ponte Dei Pugni Köprüsü

Antik çağlarda Venedik’te iki grup varmış: Castellani ve Nicolotti.

Castello’da kentin doğusunda (Arsenal’de çalışanlar) yaşıyormuş. Diğer grup Venedik’in batısında, Mendicoli’nin San Nicholas Kilisesi’nin bulunduğu bölgede yaşıyormuş. 14. yüzyıldan bu yana iki grup daima rakipti ve Eylül ile Noel arasındaki dönemde “Lotta dei Pugni denilen zırh savaşında birbirleriyle mücadele ederlermiş. Bu mücadeleler özellikle Ponte dei Pugni köprüsünde gerçekleşiyormuş ve şiddetli bir hal alabiliyormuş.

İ Saloni Mobilya Fuarı Ziyareti Yapabileceğiniz Turlarımız

1.Prg. 08 - 11 Nisan 2025 Milano
4* Ramada Plaza Hotel (3 Gece)

(0)

2.Prg. 10 - 13 Nisan 2025 Milano
4* Ramada Plaza Hotel (3 Gece)

(0)

3.Prg. 09 - 13 Nisan 2025 Milano
4* Ramada Plaza Hotel (4 Gece)

(0)